İÇİME HİÇ SİNMİYOR SANA ‘ENGELLİ’ DEMEK
Ey ! Engeli azimle, engelleyen kardeşim,
Hayatını, irfanla dengeleyen kardeşim,
Sende varken bu yürek, bu cesaret, bu emek;
İçime hiç sinmiyor, sana “engelli” demek…
İnsanlar zaman zaman, gaflet ile doluyor;
Bu nedenle kalbini, incitenler oluyor.
İçimden geçiyorken, senden özür dilemek;
Çok zoruma gidiyor, sana “engelli” demek…
Engel; ne göz, ne kulak, ne bacak, ne de kolda;
Gönüllere engel yok, Allah’a giden yolda.
Senden ibret almalı, dünya edepten yana;
Senin vakur duruşun, mesajdır anlayana…
Mesajı almayanlar, derdin olmasın senin;
Bir dakika sonrası, belli değil kimsenin.
Bilirsin ya.. İnsanlar, düşündüğü kadardır;
Mühürlenmiş kalplere, anlatacak ne vardır?
Milletler kuşanırken, bunca nefret ve kini,
Sende bulmalı beşer, insanlık târifini.
Ne kadar da yanılmış, sana “engelli” diyen;
Oysa..Özgür düşünmek, bana senin hediyen…
Ey ! Barış sevdalısı, Ey ! Sabır âbidesi;
Ey ! Sessiz çığlıkların, Arş’a yükselen sesi.
Kan damlıyor altından, dünya denen kafesin,
Ne olur..Duâlarla bezensin her nefesin…
Biliyorum..Melekler, sana yakın duruyor,
Bu dünya vebâlinden, seni Allah koruyor.
Kimbilir..Ne yücedir, cennetlerdeki yerin;
Kâşâneler, saraylar ve zümrüt bahçelerin…
Orada berabersin, gönül verdiklerinle;
Ana, baba, eş, kardeş, bütün sevdiklerinle.
Ey ! Peygamber komşusu, sözde “engelli” insan;
Rütbeni anlatacak, ne kalem var, ne lisan…
Kimsenin haddi değil, sana “engelli” demek;
Çünkü senin misyonun, engeli engellemek…
CENGİZ NUMANOĞLU
(2013)